Büyük Kür Şad'ın Ruhu Uçmağa Varsın!
Binlerce yıl önce Türkler, Çinlileri güç olarak ele geçirmiş haraca bağlayıp vergi toplamış. Sonrasında ise bu güçle Çin'in her işlerine karışmaya başlamış. Aynı zamanda da Çin'i de dışlamamışlar. Zamanla Çin'in her konuda yerleşmiş ve kalıplaşmış düzeni, bizdeki özgürlüğü kamçılayan düzensizliği ve dikbaşlılığı köreltmiş.
Sert kumaşlar yerine Çinlilerin ipek kumaşlarına kanmışlar. Sakın içinizde saçmalık hissi uyandırmasın.bugün biz Abd'nin Kore'nin veya Japon'un elektirikli oyuncaklarına hayran değil miyiz? Öyleyiz. Hala bizim üretmediğimiz şeyler bize ilgi çekici gelip kendimiz üretmeden hazır almaya alışkınız. Ayrıca hala kendi ürettiğimiz şeyleri küçümser vaziyetteyiz. Neyse bunlar başka yazımızın konusu olsun. Aynı şekilde Çinli hatunların cilvelerine kanan Hakanlarımız da mevcut olmaya başlamış. İpek elbiseler, Çinli Konçuylar ve de Çinli eğitimi almış hakanlar, görünüşleri ve davranışları ile Çinlilerden farkı kalmamış adeta akılları ve kanları da bir Çinli hissine kapılmış.
Sonunda bir yiğit doğmuş. Öyle bir yiğit imiş ki bu çoğu Çinli özentisini bir bir özüne döndürmeye başlamış. Baskılardan yılan halka umut olmuş. Çin elbiselerini, eğitimini atlı arabaları terkedip ata binmiş. Ataları gibi kılıç öğrenmiş. En sonunda baskıyı kırmak için; Türklüğün damarındaki çılgınlığı kullanarak çılgınca bir düşünce türetmiş! Çin Sarayını basıp imparatoru korkutup özgür ve bağımsız bir Türk devleti kurmak için planlar kurmaya başlamış!
Yağmurlu ve çakınlı bir gece, Çin Sarayını basmış. Kür Şad ve yanındaki Kırk Cesur Yiğidiyle!
Kür Şad ve askerleri demir balyoz gibi inmiş tepelerine. İmparatorun sarayı Türk askerinin bağırışlarıyla inlemiş! Sesleri duyan imparator kancık gibi kaçmış! En sonunda Çinli bir komutan 40 asker olduğunu anlayınca saraydaki tüm çerileriyle saldırmış. Kür Şad ve uçmağa varmayan yiğitleri kaçmaya başlamışlar. Çünkü bu korku onlara yeterdi, bizim budunumuzu da uyandırıp bağımsızlık ateşini yakardı!
Sağ olarak sadece Kür Şad kalmış oda sırtında oklarla ormana gizlenmiş. Vurulmuştu ama ölmediği halkın arasında muştu gibi dillenir olmuştu.
" Kür Şad ölmedi! Kür Şad vuruldu ama attan düşmedi! Kür Şad'ı okladılar ama yenemediler! Kür Şad içimizde Kür Şad Yaşıyor!" denildi.
Bu ruh bu inanç sayesinde Türkler baş kaldırdı. Bağımsızlığını kazandı. İşte bu inancın yiğitleri Kür Şad ve Kırk Askeri bunu başlattı.
Uygur Devletinin mirasçılarına selam olsun! Allah onlara yepyeni Kür Şad nasip etsin!
Hala bu ruh içimizde, hala Kür Şad yaşıyor ve sonsuza değin bu ruh yaşayacak!
Allah binli yılları tesbih tanesi gibi dizen acunu, bu kutlu milletin adaletiyle yönetmeyi nasip etsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder