Neredeyse bütün sanayileşmiş ülkelerde az sayıda bebek dünyaya gelmektedir ama Rusya da ciddi bir demografik gerileme içindedir. 1989'da Sovyetler Birliği'nin çöküşünden önce bir Sovyet kadın( ki pek çoğu da Rus değildir.) ortalama 2.17 çocuk doğuruyordu. Şimdi ise bir Rus kadın, ortalama sadece 1.2 çocuk dünyaya getirmektedir ve bu da dünyadaki en düşük doğurganlık oranıdır; doğurganlık oranı, farklı bir ölçü olan doğum oranıyla aynı şey değildir.
Rusya'da gerileyen sağlık standartları, bebek ölüm oranını yükseltmiştir, gerçi son zamanlarda bin canlı doğumda 15 civarını yeniden bulmuştur. Ama yine de Batı ve Orta Avrupadan çok daha kötü bir orandır. Hamile kadınlar kötü beslenmektedir ve bu yüzden birçoğu protein eksikliğine maruz kalan bebekleri de aynı durumdadır. Ölümüne aç kalan bebekler hakkında gizlenen raporlar mevcuttur. Çoğu Rus ailenin yalnızca bir çocuğu vardır. Bu arada Rusya da ölüm oranı yükselmiştir; yetişkin insanların ömür beklentisi 58'e düşmüştür. Ve bu da 3. dünyanın çoğundan düşüktür. Sonuç olarak, Rusyanın nüfusu, her yıl 700,000 civarında küçülmektedir.
Ölüm sebeplerinden biri, endüstriyel kazalara da yol açan, aşırı alkol tüketimidir. (Bunun bir kısmı da zehirli, ev yapımı alkol yüzündendir.) Rusya da, hem kimyasal hem nükleer çevre zehirlenmesi, Dünyanın en yüksekleri arasındadır. Ve çevrenin sebep olduğu hastalıklar da yaygındır. ( Bu konuda Rusyanın en yakın rakipleri Doğu avrupadır Rusyanın sanayi şehirlerindeki hava kirliliği tehlikeli boyuttadır. Bir görevli, " Yaşamak için, daha az soluk almak zorundayız." demişti. Pek çok fabrika, toksit ve nükleer atıklarını ancak derini olmayan çöp alanlarına boşaltmaktadır. Bir zamanların tertemiz ve Rusya Anne'nin uzun zaman saygı duyulan simgesi, Baykal Gölü, şimdilerde kirlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder