Son günlerde, çoğu insan sanki yarış halindedir. Eve, işe, okula kurulmuş bir saat gibi gitmektedir. Saat 8 kalk, hazırlan, otobüse yetiş, derse(işe) gir-çık sonra tekrar otobüse yetiş evine git. Gece evde koltuğa oturunca da TV'nin yayınladığı saçma ve gereksiz dizileri-programları izle, sonra yat mışıl mışıl uyu...
Gerçekten bu işkenceyi hakediyor musunuz ?
' Dünü ile bugünü aynı olan zarardadır.' diye hadisi duydunuz mu?
İkisine de hayır diyorsanız bence çok geç değil, lakin evet diyorsanız kapatın televizyonu bilgisayarı bir oturun düşünün bu hayatı istiyor musunuz?
En son okuduğunuz romanı düşünün,
en son gittiğiniz müzeyi, tiyatroyu, sinemayı düşünün,
en son yaptığınız seyahati düşünün,
en son ne zaman koştunuz doya doya onu düşünün,
Hangi hayat daha eğlenceli geldi ? Koşmak, eğlenmek, kahkahalarla gülmek, gezmek, yağmurda ıslanmak varken neden sadece iki nokta arasında yaşayasınız ?
Bu yazıyı daha uzun yazardım fakat yapmanız gereken bir şey var o yüzden kısa keseceğim,
Elinize bir kağıt alın ilk hedefinizi yazın. Örneğin Cumartesi saat 11 de sahile ineceğim gibi...
sonra bir ajanda alın günü gününe yeni ne yaptıysanız yazın... Ama unutmayın her gününüz farklı olsun.
Okuduğunuz için teşekkürler...
Oğuzhan CEYLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder