24 Kasım 2014 Pazartesi

Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları



1- Güneş Enerjisi




Güneş enerjisi' güneş ışığından enerji elde edilmesine dayalı teknolojidir. Güneşin yaydığı ve dünyamıza da ulaşan enerji, güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışıma enerjisidir, güneşteki hidrojen gazının helyuma dönüşmesi şeklindeki füzyon sürecinden kaynaklanır. Dünya atmosferinin dışında güneş ışınımının şiddeti, aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m² değerindedir, ancak yeryüzünde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösterir. Bu enerjinin dünyaya gelen küçük bir bölümü dahi, insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır. Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970'lerden sonra hız kazanmış, güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiş, güneş enerjisi çevresel olarak temiz bir enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiştir. Dünyada yararlanılan en eski enerji kaynağı güneş enerjisidir. Güneş enerjisinin de diğer enerjiler gibi kullanım sorunları ve koşulları vardır. Güneş enerjisi her tüketim modelinde kolaylıkla kullanılamaz. Her tüketim dalında kullanılabilmesi için bu sorunlarının tüketim modellerine göre çözülmesi gerekmektedir. Güneş enerjisinin depolanması ya da diğer enerjilere dönüşebilmesi, ısıl, mekanik, kimyasal ve elektrik yöntemlerle olur. Güneş enerjisinin, diğer enerjilere çevriminde kullanılan çevrimler;
  • Güneş enerjisinden doğrudan ısı enerjisi
  • Güneş enerjisinden doğrudan elektrik enerjisi
  • Güneş enerjisinden hidrojen enerjisi elde edilmesi olarak sıralanabilir.
Ekoloji bilimi açısından temel enerji güneş enerjisidir. Fosil yakıtlar dahil, rüzgar gücühidrolik enerjibiyogaz, alkol, deniz, termikdalga gibi tüm enerji kaynakları güneş enerjisinin türevleridir. Fizikçi Capra’ya göre fosil yakıtlar ve çeşitli sorunlar yaratan nükleer enerji geçmiş dönemin enerji kaynaklarıdır. Buna karşılık güneş ve türevleri geleceğin enerji kaynaklarıdır.
Günlük güneş enerjisinden yararlanılması, dünyada günlük 300 trilyon ton kömür yakılmasına eşdeğerdir. Başka bir hesaplamayla dünyamıza bir yılda düşen güneş enerjisi, dünyadaki çıkarılabilir fosil yakıt kaynakları rezervlerinin tamamından elde edilecek enerjin yaklaşık 15-20 katına eşdeğerdir.

2-Rüzgar Enerjisi


Alternatif enerji kaynakları içerisinde en az hidrojen enerjisi kadar faydalı olabilecek bir enerji kaynağı da rüzgardır. Temiz, bol, yenilenebilir olmasının yanı sıra hemen hemen tüm dünya genelinde faydalanma imkânı olan bir kaynaktır. Rüzgâr tarlasında inşa edilen ve rüzgâr türbini adı verilen çok büyük pervaneli, yüksek kuleler aracılığıyla rüzgâr gücü,elektrik enerjisine dönüştürülür. Rüzgâr türbinleri, uçan rüzgâr türbiniyüzen rüzgâr türbini gibi hem yerde hem de havada olabilir. Ayrıca rüzgâr tarlaları denizdekarada, ve sahilde yapılabilir. Az sayıda, büyük enerji üretim merkezleri kurmak yerine, ülke geneline küçük üniteler halinde yayılmış rüzgâr türbinleri kurmak çok daha avantajlıdır. Rüzgâr tarlası kurulacak bölgelerin rüzgâr atlası birkaç yıllık çalışma sonucu çıkartılır ve ona göre türbinler kurulur. Bu atlasta bir bölgedeki rüzgar hızı ve rüzgâr yönü gibi bilgiler bulunur. Rüzgâr, elektrik üretiminin yanı sıra hidrojen üretiminde de söz sahibi olabilir. Rüzgârdan elde edilecek elektrikle suyun hidroliz edilmesi sonucunda; su, oksijen ve hidrojen elementlerine ayrılarak çok ucuz bir yolla hidrojen elde edilmiş olacaktır.
1990'lı yıllarda kullanımı en hızlı artan enerji kaynağı olan rüzgâr enerjisi, bu avantajları sayesinde tüm dünyanın dikkatini çekmeye devam ediyor. Danimarka toplam elektrik enerjisinin yaklaşık %20'sini rüzgârdan elde ederek oran olarak dünyada birinci sıradayken, Almanya da 2007 yılındaki verilere göre, 22.247 megawatt kurulu güç ile rüzgâr enerjisi kullanımında en ön sıralardadır. Almanyayı en yakından takip eden ABD'nin kurulu gücü ise yaklaşık 2.316.818 megawatt civarındadır.

3-Jeotermal enerjisi 

Yeryüzünün kabuğunda bulunan ısıdır. Bu enerjiden, yer yüzeyine çıkan sıcak sular aracılığıyla yararlanılır. En eski çağlardan bu yana kullanılan kaplıcalar jeotermal enerjinin ilk kullanım alanlarıdır. Jeotermal enerjiden, kaynağın sıcaklığına bağlı olarak ısıtma uygulamalarında kullanılabilir ya da elektrik üretiminde yararlanılır. Elektrik enerjisi üretimi amaçlı santraller 20. yüzyılın başlarından itibaren kurulmaya başlanmıştır. Ama yeterince tanınmadığı için Dünya genel enerji üretiminden yalnızca %0.05'lik bir pay alır.
Jeotermal enerji; kaynağın, dünya enerji tüketimine kıyasla çok büyük olması nedeniyle ve kullanılan sıcak suyun re-enjeksiyon ile tekrar yer altına verilmesi koşuluyla yenilenebilir enerjiler arasında sayılır.

4- Dalga Enerjisi

Okyanus denizler gibi büyük su kütlelerinde meydana gelen dalgaların enerjisinden yararlanılabilmektedir. Yenilenebilir enerji formlarından bir tanesidir.
Üretilmesindeki zorluklar:
  • Dalgaların yüksek gücüne karşın düşük hızlarda ve farklı yönlerde hareket etmesi
  • En güçlü fırtınalara ve tuzlu suyun neden olacağı paslanmaya dayanabilecek yapıların yüksek maliyeti
  • Kurulum ve bakım giderlerinin yüksekliğidir.
Dalga enerjisinin toplam enerji potansiyeli, toplam enerji büyüklüğü 2.5 terawat olarak hesaplanan gel-git enerjisinden çok daha fazladır. Sahilleri güçlü rüzgarlara maruz kalan ülkeler, enerji ihtiyaçlarının %5 veya daha fazlasını dalga enerjisinden karşılayabilirler.

5- Gel-Git Enerjisi

Gel-git veya okyanus akıntısı nedeniyle yer değiştiren su kütlelerinin sahip olduğu kinetik veya potansiyel enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesidir.
Gelgit enerjisini elektriğe dönüştürmek için yaygın olarak, uygun bulunan koyların ağzının bir barajla kapatılarak, gelen suyun tutulması, çekilme sonrasında da yükseklik farkından yararlanılarak türbinler aracılığı ile elektrik üretilmesi hedeflenir. Suyun potansiyel enerjisinin %80'ini elektrik enerjisine dönüştürebilen gel-git enerjisi, güneş enerjisi gibi diğer alternatif enerji kaynaklarına göre daha yüksek bir verimliliğe sahiptir. Deniz ve okyanuslardaki düzenli akıntıların kinetik enerjisinin, deniz tabanına yerleştirilen türbinler aracılığı ile elektrik enerjisine dönüştürülmesi akıntı enerjisi olarak anılır.

6- Hidrojen Enerjisi

Hidrojen birincil enerji kaynaklarından üretilen bir yakıt olup temiz bir enerji kaynağı olarak kullanılabilecek önemli bir elementtir. Fakat dünyada tek başına bulunmadığından önce üretilmesi gerekir. Halihazırda çok pahalı olan bu üretim, su ve doğalgaz gibi elementlerdeki hidrojenin ayrıştırılmasıyla yapılır. Bu şekilde elde edilen hidrojen pillerine yakıt hücresi adı verilmektedir. Şu anda bazı otomobiller hem benzin, hem de hidrojenin kullanıldığı hibrid (melez) yakıt yöntemiyle çalışmaktadır. Böylece açığa çıkan kirli havanın miktarı %30–40 oranında azaltılabilmektedir.
Hidrojenin, 20 yıl içersinde çok daha aktif olarak kullanılması planlanmaktadır. Şu anda hidrojen yakıt konusunda elde edilen en önemli ilerleme İzlanda’da yaşanmaktadır. 1999yılında, akaryakıt firması Shell ve otomobil firması Daimler-Chrysler ile İzlanda hükümeti arasında imzalanan anlaşma, İzlanda'yı hidrojen yakıtlı bir ülke haline getirmeyi amaçlamaktadır. 9Daimler-Chrysler İzlanda için, hidrojenle çalışan otobüs ve otomobiller üretirken, Shell de İzlanda genelinde hidrojen istasyonları açmayı planlamıştır. İzlanda'da elde edilecek muhtemel bir başarı, hidrojenli otomobillerde seri üretime geçilmesini son derece hızlandıracaktır.

23 Kasım 2014 Pazar

'Gözümüzü kırpınca çevrimiçi olacağız'

Microsoft'un Ortadoğu ve Afrika Ürün Pazarlama Müdürü Nuri Çankaya, "Dünyanın manyetik alanında üretilen kablosuz elektriği kullanan çipleri kontak lenslerde kullanınca, gözümüzü kırptığımızda çevrimiçi olacağız" dedi.

AA
Güncelleme: 12:22 TSİ 23 Kasım. 2014 Pazar
Gelecekçiler Derneği Başkanı ve Microsoft'un Ortadoğu ve Afrika Ürün Pazarlama Müdürü Nuri Çankaya, önümüzdeki yıllara damga vuracak teknolojik yeniliklerle ilgili soruları yanıtladı.
Yakın bir gelecekte, kullandığımız cihazların, hatta giydiğimiz kıyafetlerin genel ağa bağlanıp işlemler yapabileceğini ve birbirleriyle etkileşeceğini anlatan Çankaya, bunun "nesnelerin genel ağı" olarak adlandırıldığını söyledi.
"Nesnelerin interneti"ne örnek bazı uygulamaların halihazırda kullanıma girdiğini belirten Çankaya, akıllı evlerin bunun örneklerini içerdiğini söyledi.

GELECEĞİN MESLEĞİ: VERİ MADENCİLİĞİ
"Çiplerin her yere girebildiği bir dünyadayız. Bu da bizim her şeyi ölçebilmemiz anlamına geliyor" ifadelerini kullanan Çankaya, "Söz gelimi tenis raketine takılan çiple maç boyunca topa ne kadar, hangi güçle, raketin neresiyle vurduğumuzu ölçüyoruz. Raketim veri yolluyor. O esnada tişörtüm de vücudumdan çıkan toksin miktarını ölçüp ne kadar su içmem gerektiğini söyleyebiliyor. Bir anda etrafımdaki her şey kendi arasında konuşur ve öneriler sunar hale geliyor" diye konuştu.
Bu noktada devreye "Big Data" (büyük veri) kavramının girdiğini belirten Çankaya, çevremizdeki her şeye giren çiplerin sürekli üreteceği bilginin zamanla çok büyüyeceğini ve karmaşıklaşacağını, en önemli sorunun bu veriyi yorumlamak olacağını söyledi.
Çankaya, "Bu iş o kadar büyüyecek ki bir yerde bu büyük veriyi anlamlandırmak da meslek dalı haline gelecek. Geleceğin meslekleri olarak akla genetik ve nanoteknoloji dolayısıyla malzeme mühendisliği geliyor ancak geleceğin asıl mesleği çevremizdeki cihazların ürettiği büyük veriyi analiz edip yorumlayacak 'veri madenciliği' olacak" diye konuştu.
'GÖZÜMÜZÜ KIRPTIĞIMIZDA ONLINE OLACAĞIZ'
Gelecek 10 yılın en büyük değişimlerinden birinin de internete bağlanabilen kontak lensler olacağını kaydeden Çankaya, "İnternete bağlanan bazı gözlükler var ama havadaki, dünyanın manyetik alanında üretilen kablosuz elektriği kullanan, boyutu 0,5 milimetreye düşürülmüş çipleri kontak lenslerde kullanınca, gözümüzü kırptığımızda online hale geleceğiz" dedi.
Kontak lenslerle internete bağlanabilmenin hem bireysel yaşam hem iş için yeni olanaklar yaratacağını belirten Çankaya, "Örneğin bana bağlı çalışan Güney Afrika’daki personelimin yaptığı toplantıyı onun gözünden görebileceğim. Depo sayımına giderse, depodaki ürünleri birlikte sayabileceğim" ifadelerini kullandı.
Kontakt lenslerin retina içinde görüntü yaratabildiğini, böylelikle de şu an dijital olarak yaygınlaşan 1080p'lik görüntünün çok üzerinde bir görüntü kalitesi alınabileceğini kaydeden Çankaya, "Ayrıca göz beyinle direk temas halinde, elektrik frekansıyla haberleşiyor. Dolayısıyla göz aracılığıyla komut vermek de mümkün olacak" diye konuştu.
'İNTERNETE NEREDEN GİRECEĞİMİZİ DÜŞÜNMEYECEĞİZ'
Çankaya şöyle devam etti:
"Bugün bu odada elektrik nerede diye ya da musluğuma su nereden geliyor diye düşünmüyorum. Musluğu açınca su, düğmeye basınca elektriğim var. İnternet de yakın bir gelecekte böyle olacak. Elektrik için düğmeye basıyorum, geliyor. İnternet maalesef o seviyede değil. Hala bir yere gittiğimizde bir bağlantı, bir parola vs. arıyoruz.  Çok yakın gelecekte cihazlar aralarında internet bağlantılarını paylaşacak. Bir odaya girdiğimizde cihazlarımızın ilk baktığı şey 'Ben buradan kendimi nasıl internete bağlayabilirim' olacak. Artık internete nereden gireceğimizi düşünmeyeceğiz bile."
ARKADAŞA GÖRE DEĞİŞEN GİYSİLER
Kısa vadedeki en büyük trendin de "giyilebilir teknoloji" olacağını belirten Çankaya, "Maliyetler düşük. Basit sensörlerle pek çok şeyi takip edilebiliyor. Türkiye'deki tekstil sektörünün de değişmesi, giyilebilir teknoloji trendini yakalayabilmesi lazım. Bu, modayı da etkileyecek. Örneğin hava koşullarına göre veya bir arkadaşınızla karşılaştığınızda renk değiştiren veya kendini haber veren giysiler olacak" dedi.
Çeşitli teknolojilerin bir araya gelmesi ve etkileşmesiyle "artırılmış gerçeklik" ortamının oluşacağını anlatan Çankaya, söz gelimi bir alışveriş merkezinde yürürken, aynı hobilere sahip veya aynı meslekten ya da aynı okuldan mezun kişilerin birbirlerinde belki bir ikon görebileceğini dile getirdi.
"Artırılmış gerçeklik" ortamında anlık tercümenin de yaygılaşacağını ifade eden Çankaya, bu konudaki çalışmaların başarılı şekilde yürüdüğünü vurguladı.
'ARABAYI BİZ KULLANMAYACAĞIZ'
Geleceğin dünyasının bir boyutunun da yapay zeka ve otonom, kendi kendine karar verebilen robotlar olacağını anlatan Çankaya, şunları söyledi:
"Ulaşım endüstrisi nesnelerin internetinin yaygınlaşmasıyla ciddi bir evrim geçirecek. Arabanın üstündeki sensörler birbirleriyle de etkileşerek karmaşık bir veri üretecek. Çevre faktörlerine ve yola odaklanan şoförün o veriyi anlamlandırma şansı olmadığından, bu verileri bilgisayarlar değerlendirecek ve karar verecek. Belki 2100 yılına geldiğimizde araba kullanmayı tercih etmeyeceğiz, çünkü cihazlar performansı ve varış sürelerini bize göre daha iyi hesaplayacak ve bunu daha güvenli bir şekilde yapacak."
HER EVE ÜÇ BOYUTLU YAZICI
Gelişen ve ucuzlayan üç boyutlu yazıcı teknolojisiyle geleceğin dünyasında pek çok şeyi evde "basacağımızı" söyleyen Çankaya,  "Üç boyutlu yazıcı her evde olacak. Yazıcıdan birçok şey üretmeye başlayacağız. Bunun için de tasarım satın alacağız. Geleceğin mesleklerinden biri de tasarım mühendisliği olacak. Bu da fikri haklar ve mülkiyet meselelerini gündeme getirecek" değerlendirmesini yaptı.
DİPLOMALI FUTURİSTLER YETİŞİYOR
Dernek olarak amaçlarını "Gelecekteki senaryoları ortaya koymak, bunlardan iyi olanların gerçekleşmesine katkı sağlamak, kötü senaryoların önlenmesi için çalışmak" şeklinde açıklayan Çankaya, bu kapsamda eğitim çalışmalarının faaliyetleri arasında önemli yer tuttuğunu kaydetti.
Çankaya, "Okullarda tarih dersi var, geçmişe bakıyoruz, bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz ama kimse geleceği anlatmıyor. Oysa bütün işler, bütün hayat gelecekte şekilleniyor" diye konuştu.
NASA'yla da yakın işbirliği içindeki Houston Üniversitesiyle, Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde 13'er haftalık eğitim programları gerçekleştirdiklerini anlatan Çankaya, "Bu programı şu ana kadar 6 defa uyguladık. Türkiye'de bu eğitimi almış binden fazla diplomalı futurist var" dedi.
Çankaya, verdikleri eğitimle trendleri bilmenin yanı sıra onları analiz etmeyi, sonuçlar çıkarmayı ve uyarlayabilmeyi sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
"GELECEK ÖDÜLLERİ" VERİLECEK
En önemli etkinliklerinden birinin her yıl 1 Mart Dünya Gelecek Günü'nde düzenledikleri toplantılar olduğunu belirten Çankaya, bugüne kadar pek çok ünlü futuristi bu toplantılara davet ettiklerini kaydetti.
Bu yıl ilk defa "Gelecek Ödülleri" vereceklerini anlatan Çankaya, 20 kategoride belirlenecek adayların halk oylaması ve derneklerinin yönetim kurulundan oluşan jürinin kararıyla ödüllendirileceğine işaret etti.
1 Mart'te ilan edilecek ödüllerin en futurist şirket, en futurist sanatçı, en futurist genç gibi kategorilerde verileceğini ifade eden Çankaya, "Amacımız bu vesileyle herhangi bir alanda nasıl futurist olunur, onu göstermek" dedi.
Dünyada futurist toplulukların genellikle yetişkinlerden ve toplumun üst kesiminden isimlerden oluştuğuna değinen Çankaya, Türkiye'de ise gençlerin futurizme büyük ilgi gösterdiğine dikkat çekti.
Futuristler Derneği olarak 24 üniversitede elçilikleri ve 10'un üzerinde de öğrenci kulüpleri olduğunu anlatan Çankaya, "Bizim en büyük farkımız gençleri futurizme entegre edebilmiş nadir ülkelerden biri olmamız" diye konuştu.
Futuristler Derneği 2005 yılında merkezi ABD'de bulunan World Future Society'nin Türkiye şubesi olarak kuruldu. Derneğin 4 bine yakın üyesi bulunuyor.  Derneği yönetim kurulu Microsoft, Turkcell, Türk Telekom, Unilever, Coca-Cola gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinden oluşuyor.